İslam alemi, 11 ayın sultanı Ramazan’a buruk giriyor.
Gazze, 7 Ekim’den beri İsrail saldırıları altında kan kaybediyor.
İsrail’in Ramazan’da saldırılarını devam ettirip ettirmeyeceği tartışılırken, uluslararası toplum ne yazık ki birlikte hareket edemiyor.
Diyanet TV’de sahur programına konuk olan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Gazze’deki soykırımın bir an önde durdurulması gerektiğini, bunun için de sadece Müslümanların değil, bu zulme karşı olan tüm toplumların birlikte hareket etmelerinin lüzumuna vurgu yaptı.
“Hiç ara vermeden, dünyanın dikkatini Gazze’ye çekmeye çalışıyoruz”
Ali Erbaş’ın açıklamaları şöyle:
Gazze’de şehit olan kardeşlerimize rahmet diliyorum. Yaralı olan binlerce kardeşimiz var. Belki hala göçük altında, zalim, katil İsrail’in bombaları altında yıkılan binaların enkazında belki halen cenazeler var. Sayıları ne kadar, bilemiyoruz. 30 binden fazla insan hayatını kaybetti.
Büyük bir dram, büyük bir zulüm yaşanıyor. Dünyanın gözü önünde bir katliam yapılıyor. Artık dünyanın buna dur demesi lazım. İnsanlık ölüyor. Gazze’de sadece Gazzeliler değil insanlık ölüyor. Bir katliam, soykırım yaşanıyor. Bunu biz, 7 Ekim’den beri neredeyse hiç ara vermeden, hutbelerimizde vaazlarımızda 90 bin camimizde dualar yaparak dile getirdik. Dünyanın dikkatini çekmeye çalışıyoruz.
“Dünyanın neresinde zulüm varsa, karşısında olmalıyız”
Dünyada da artık İsrail’e ve Filistin’e bakışlar değişti. İsrail’in ne kadar zalim ve acımasız olduğu, İsrail’in soykırım uyguladığı artık adeta tescillendi. Lahey Adalet Divanı’na başvurular yapıldı. Mahkeme sürecine girildi.
Bu soykırımın durdurulması lazım. Bizim amacımız budur.
Peygamber Efendimiz’in (S.A.V.) hadis-i şerifini uygulamamız lazım: “Bir kötülük gördüğünüz zaman elinizle düzeltin. Elinizle düzeltemezseniz dilinizle düzeltin. Dilinizle de düzeltemezseniz kalbinizle buğz edin ki bu da imanın en zayıfıdır.”
Bütün Müslümanların, hatta bütün insanların, bu zulmün durdurulması için birlikte hareket etmesi lazım. Dünyanın neresinde bir zulüm varsa bizim orada zalimin karşısında, mazlumun yanında yer almamız lazım.