Sosyal kaygı sorunu, başka insanların kendisini inceleyebileceği sosyal ortamlarda kişinin olumsuz değerlendirilmekten, yargılanmaktan kaygı duymasıdır.
Bilim insanları utangaçlığın çok daha ötesinde olan bu sorunun bağırsaklarda yaşandığını tespit etti.
İrlanda Üniversitesi Cork Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, sosyal kaygısı olan insanlardan alınan bağırsak mikropları normal farelere aktardı.
Ekip, hayvan deneklerinde enerjinin düzenlenmesinde, bağışıklık reaksiyonlarında ve stres tepkilerinde rol oynayan kortikosteron hormonunun seviyelerinde azalma olduğunu gördü.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMLERİ BOZULDU
Araştırma ekibi, farelerin nakilden sonra bağışıklık sistemlerinin bozulduğuna dikkat çekti. Bağırsak-beyin ekseni olarak adlandırılan eksenin, bağırsaktan beyne gidebilen inflamatuar molekülleri içerdiğini öne sürdüler.
Araştırmanın arkasındaki bilim insanları, resmi olarak sosyal kaygı bozukluğu tanısı alan altı kişiden ve sosyal kaygısı olmayan altı kişiden alınan 12 mikrobiyom örneğiyle çalışmalarına başladı. Ardından farelere aktarıldı ve on gün sonra fareler, sosyallik, genel kaygı, bağırsak fonksiyonu, depresyon ve korku gibi bir dizi fonksiyonu incelemek için bir dizi teste tabi tutuldu.
Sosyal kaygı sorunu yaşayan insanlardan alınan örnekleri alan farelerin sosyal korku testindeki sonuçlarının çarpıcı bir şekilde kötü olduğu fark edildi.
BAĞIRSAK VE BEYİN ARASINDAKİ KARMAŞIK BAĞLANTI
Araştırmanın sonuçlarıyla beraber bağırsak sistemi ile beyin arasında karmaşık bir bağlantı olduğunu gösteren araştırmalara bir yenisi daha eklenmiş oldu.
Sonuçlarla beraber anksiyete, depresyon, otizm ve diğer beyin rahatsızlıklarının bağırsakta başlayan sorunların en azından kısmen ele alınmasıyla tedavi edilebileceğini öne sürüyor.
Çalışma bir tedavi belirlemese de gelecekte bir tedavi geliştirilmesine kapı açmış oldu.
